Eleştiri kavramımın mimariye yakıştığı kadar başka hangi meslek dalında yakışıklı duracağını gerçekten ayrı bir yazıda tartışmak gerekir.Bir projenin doğru ya da yanlış olması , neye göre doğru neye göre yanlış olması gerektiği sorularını da beraberinde getirir..
Özellikle genç mimarların başına gelen en büyük en acı verici mesleki travmaların başında projesini eleştiren bir kimsenin proje çizerken o mimarın aslında neleri düşündüğü anlara tanık olmamasıdır.
Eleştiri gerçekten önemli ve güzel bir şeydir.Örneğin bir sinema filmi için yapılan eleştiriler o filmi ciddi manada yüksek izleyici kitlesine de ulaştırabilir , yerin dibine de bir çırpıda batırabilir!.
Eleştiri denilince bir de sürekli kötü anlamda eleştiriler gelmekte insanların aklına!.Gerçi yazımıza konu olan eleştiri de kötü manada kullanılmıştır ama olsun.
Mimarın bunu neden böyle yaptın ?, şunu neden şöyle yapmadın? tarzı sorulara verecek cevabı esasında çoktur ancak bu dozu gerçekten çok iyi ayarlaması gerekmektedir.Aksi takdirde ”eleştiriyi kaldıramayan mimar” konumuna düşer ve bu da hiç iyi bir imaj olmaz.Neyi nasıl yaptığını açıklama yöntemi en az karşıdaki insanın anlayacağı şekilde basit düzeye indirgenmiş ve yalın hatlardan oluşmalıdır.Teknik ifadelere sığınan ve karşıdakini yok sayan bir anlatım tarzı da belki karşıdaki için kırıcı olabilir.
Projeler eleştiri kavramı için gerçekten oldukça önemli olgulardır.Mimarın gelişimini pozitif yönde artıracağı gibi negatif yönde de azaltabilir!.Bu yüzden iki önemli nokta var :
1) Eleştiriyi yapanın gerçekten doğruyu bulmak adına mı bu eleştiriyi yaptığı ,
2) Eleştiriyi yapan kişinin mimarın vereceği cevapları eğer doğru görürse kabul edip edemeyeceği sorularıdır..
Bu iki soru o kadar derin ve o kadar manidar kapılara çıkıyor ki esasında bir mimar için projesini pazarlama teknikleri içerisine girecek en önemli maddelerden biridir.
Bu yazı ilginizi çektiyse şunlara da bakabilirsiniz.
‘Tükenmiş Mimar Sendromu’ Nedir ?
İyi Bir ”Mimarlık Hizmeti” Nasıl Olmalı?
Bir Mimarı Hayattan Soğutan 20 Şey !
