Parkın çevresindeki parmaklıklarda dünyaca ünlü fotoğraf sergileri izleyicileri ile buluşturuyor.
Lüksemburg Bahçesi dünyanın en ünlü parklarından biri olarak anılır. Şehrin bir çok tarafından sağlanan girişlerle büyük oranda şehrin etrafındaki dokuyla bütünleşmektedir. Fakat orada bir çok şey yapılabilir ve küçük çocuklardan yaşlılara değin çok geniş bir katılımcı aralığı bulunur. Sorbone öğrencileri, içerisinden geçen kentliler, öğleyin kahvaltısı yapanlar bunlardan bazısıdır.
Halk buraya gezinti yapmaya, satranç oynamaya, oturmaya, okumaya, insanları seyretmeye, bir kafede dinlenmeye gelenlerin uğrak yerlerindendir. Küçük çocuklarını getiren büyüklerin onların oyunlarını izlediği ve bir çok aktivitenin gerçekleşeceği açık mekandır.
Ziyaretçiler aynı zamanda halka açık ve Fransız Senatosu olan Sarayı da gezilebilir.
Park sanatçıların, heykeltraşların, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen fotoğrafçılarının buluşabildiği yerdir. Plastik bir kılıfla örtülen , bahçenin çevresini saran parmaklıkta sergilenen önemli sergiler yer almaktadır. Dünyaca ünlü sergiler bu parmaklıklarda sergilenmektedir.
IV.Henri 1610 da suikasta uğramıştır. Karısı Marie de Medicis Louvre sarayında onun anılarıyla yaşamak istememiştir. Lüksemburg Sarayı etrafınca çocukluk dönemini geçirdiği Floransa Sarayı etrafı benzeti bahçeler ahalinde yaptırmıştır. Lüksemburg Bahçeleri 1625′de tamamlandı fakat 1790 da bu günkü boyutlarına ulaştı. Park 17.yy da halk için açılmış.
Parkın tasarımı basit bir forma dayanıyor. Ağaçlardan belirginleştirilmiş bir alle (yürüme yolu) ve merkez teras ile ona bağlanan bir çok ara yoldan oluşuyor . Lüksemburg Sarayı bahçenin içinde baskın faktör olarak duruyor.
