Bu süreç için bir çok yöntem bulunmaktadır.Ancak genç ve kendini henüz ıspatlamamış bir tasarımcı için durum çok daha zordur.Çünkü bu öyle bir şey ki tecrubeli , yaşça büyük bir tasarımcı ne yaparsa nasıl yaparsa yapsın dışarıdan bakan bir göz ister müşteri olsun ister olmasın ”mutlaka bir bildiği vardır” tarzında bir yaklaşımda bulunacaktır.
Hoşuna gitmeyecek bir noktada dahi oldukça olgun bir davranışla ”yine bir bildiği vardır heralde” bakış açısından asla vazgeçmeyecektir.
E durum bundan ibaret olunca tasarımcı – işveren ilişkisi oldukça farklı boyutlara varabiliyor.Yapılacak iş için biçilen fiyat işvereni hiç zorlamıyor ve hatta ”haketti” mantığıyla yorumlamasına bile sebep olabiliyor.
Genç bir tasarımcının bu süreçle ilgili olarak izlemesi gereken bir kaç yol ve yöntem bulunmaktadır.Ki bu yöntemler de aşağıdaki gibidir;
Kendini ıspatlama çabası içerisinde olmadan genç olduğunu ve diğer meslektaşlarına göre yaptığı işlerin daha niteliksiz olduğu gerçeğini ortaya çıkarmak yerine en son trendler hakkında daha güncel bilgilere sahip olduğunu bir şekilde aktarmalıdır.
Yapacağı işe piyasa standartlarının altında bir bedel biçmemelidir.Öyle yaptığı takdirde kendi zayıf noktası olan noktayı daha çok öne çıkarmış olacaktır.
Bu yöntemlerden biri de şanslı olan tasarımcılar için geçerli bir şeydir.O da yaptığı diğer başarılı işler ve işverenlerden referans mektubu almak.Yaptığı işleri fotoğraflayarak sansasyonel biçimde pazarlamak oldukça yerinde bir davranış olacaktır.
