Mimarlık Okulunda Öğrendiğim 101 Şey

    10 yıl önce yazıldı. Yazar:
    Abone Ol :  

    “Az çoktur.” Mies’in bu ünlü sözü, tasarımda aynı anda her şeyin çözülemeyeceği anlamına gelir. Bütünlüklü bir anlatım için seçici davranmayı, gerçeği bir yönüyle ama tastamam kavramayı önerir. Basitlik en gözde erdemdir. Venturi ise azla yetinemeyeceğimizi anımsatır: “Az sıkıcıdır.” Bütünlük uğruna yaşamda ve mimarlıktaki çeşitliliğe yüz çevirmememizi salık verir.

    Tasarıma zenginlik katan çelişkiler ve karmaşıklıklardır. Yakın geçmişte birbirine karşıt düsturlar olarak tavizsizce savunulan bu iki öneri, her yaratıcı etkinlik gibi tasarım ve mimarlığın da özünde yatan, belirsizlik/çokluk ve açıklık/birlik arasındaki gerilime işaret eder.

    Bu gerilimi bertaraf etmeye yönelik her girişim aşırılığa kaçmaya, tasarımın yaratıcı nüvesinden uzaklaşmaya yazgılıdır.
    Bu kitap, tasarım ve mimarlık öğrenimine yeni başlayanlar için yazıldı. İçinde tasarım, çizim, sunum teknikleri, yaratıcı süreç gibi konularda tam 101 ders var.

    Bu derslerde öğrencilere tasarımın nasıl yapılacağı söylenmiyor. Soyut ilkeler ve hazır çözümler yerine, öğrencilerin bir tasarım problemi karşısında yaşadıkları sorunları serinkanlılıkla göğüslemelerine yardımcı olacak, deneyimle yoğrulmuş basit, pratik öneriler getiriliyor. Her birinde, tasarımın bilgi ve öğrenmeye indirgenemeyecek kadar çok boyutlu bir insani deneyim olduğunu anımsatan; sorunların kaynağını öğrencinin eksikliğinden çok tasarımın evrensel niteliklerine dayandırmayı yeğleyen “dostane” bir yaklaşım hâkim. Kitap yalın anlatımı ve diliyle, öğrencileri mimarlığın hiç de sağlam olmayan, kaygan zemini üzerinde keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.

    Mezun olup yaşama atıldıktan sonra, telafisi mümkün olmayan bir “eksiklik” duygusuyla yüzleşmiş nice mimarın yüzü suyu hürmetine…

    Kategori:
    Makale

    Cevap yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Mimari Medya