Gelişmiş toplumlara bakıldığında mimari , sanat , heykel ve resim sanatları gibi pek çok somut icranın da belirli seviyelerde olduğu görülmektedir.Bu yazıda neden kimi toplumların kimliklerini kaybettikleri sualinin yanıtından çok , tasarım anlayışının aslında pek çok mimarlık sanatçısı tarafından öncelikli unsur olmamasının nedenlerini sorgulayacağız.
Para kazanma – ma tutkusu ve korkusuyla beraber sanatın gerilerde kalması öngörüsü beraber düşünülecek şeylerdendir.Mimarların baş müşterisi elbetteki müteahhitlerdir.En azından günümüz için öyle diyebiliriz.Bir işverenin tasarımcıya yaklaşımı ne denli geniş , ne denli sanatsever ve saygı dolu olursa ortaya çıkan sanat eserleri de bir o kadar başarılı olacaktır diye düşünüyorum.
Yapının arsasından maksimum oranda kazanç sağlamak , oluşturulacak mekanların planlamasında estetik anlayışının geri planda kalması ve kütlenin heykelsi danslarının , yapının karakterini ortaya çıkaracak unsurların bilerek veya uygulama sırasında maliyet gerekçesi ile ihmal edilmesi tasarımın kağıt üzerinde yahut mimarın kafasındaki kadar hoşnut edici olmaması sonuçlarıyla başbaşa kalınması mimari kavramının ilerlemesine hendek eşmektedir.
Bu noktada yazımın da amaçladığı bir kaç sonuç cümlesine varıyoruz.
Mimar karar vermelidir.Bu mesleği sadece para kazanmak için mi yapacak?.Sadece sanatı hedefleyip , estetik eserler ortaya çıkarmaya mı çalışacak?.İkinci dediğim tek başına düşünüldüğünde sanki aç kalınacakmış gibi bir izlenim doğrusu bende de uyanmıyor değil ama artık sizce de yetmez mi değerli dostlar?!.Birilerinin bu işe dur demesi gerekmez mi?.Önüne nasıl geçilecek sadece kâr amaçlı inşaa’ların..Yapıldığı yere maddi anlamda değer kazandıracak inşaa’ların sadece AVM , Köprü,Üniversite gibi kamunun ortak kullanım alanları olmadığı bir Türkiye ve mimarlığın sanatçılık yanının ağır bastığı bir Dünya hayal ediyorum.
Son olarak , tasarım felsefesi , sanat tarihi , ulusal ve uluslararası sanat akımları , evrensel kültür mirasları gibi konuların yalnızca akademik çevrelerce araştırılıp çalışılmadığı bir mimarlık ortamı da olsa hiç fena olmazdı.