Rolü nedir değil de, rolü ne olmalı desek daha doğru olurdu belki..Yerel yönetimlerin müdahaleleri , Mimarinin gelişmesi ve yapılabilmesi için gerekli olan prosedürlerin imza ve mühürlerin aradan çıkarılması işlemi olarak görülmektedir.
Peki durumu biraz daha değiştirerek sosyal sürdürülebilirliği geliştirmek ve yeşil binaların artmasında teşvik olarak yorumlasak nasıl olurdu?
Bir takım güzellikleri zorunlu hale getirmekten bahsediyorum yani..
Kat bahçelerinin ,
Ortak rekreasyon alanlarının,
Yeşil çatıların,
yeşil alanların ve ağaçlıkların,
piknik yerlerinin,
her yeni proje için kendi koşullarına göre zorunlu olduğunu düşünesenize..Bu uygulamaları projesine işlediği halde uygulamayanların iskan alamayacaklarını filan..
Yine kazanan kentimiz ve doğal olarak kendimiz olacaktır.
Bu noktada konut geliştiriciler araya bazı siyasi referansları monte ederek bu gibi zorunlulukları projelerinde kullanmak istemeyebilirler.Yerel yönetimlere cephe alan bir tavır takınabilirler.Ama süpriz emsal artışı hediyesi gibi cazip kazanımları duyduklarında bu endişemin de geçeceğini umuyorum.
Yerel Mimarinin Teşvik Edilmesinin Sağlanması
Tüm bunların yanı sıra yerel mimariyi (geleneksel mimariyi) zorunlu olarak kent dokusunda silüeti sivrilten öğelerden arındırmak ta yerel yönetimlerin mimariye sağlayacakları katkılar arasında gösterilebilir.Geleneksel malzemelerin kullanılmasını teşvik etmek, sokakların buram buram tarih manzaralarına aşırı gömülmese de anımsatmasını sağlamak mimarinin gelişmesine nasıl pozitif bir katkı sağlar bunu tartışmaya bile gerek yoktur.
Yerel malzemelerin kullanılması sürdürülebilirlik bağlamında ele alındığında da muhteşem geri dönüşümler sağlayacaktır.
Gelenek Görenek ve Adetlerin Uygulanabileceği Mekanlar, Alanları Zorunlu Kılmak
Bu zorlamalar pek eğlenceli değil kabul ediyorum.Mimarinin gelişmesi ve yeni kazanımlar elde edebilmek adına yeni solukların piyasaya dahil olmakta cesaret kazanması adına da oldukça ilgi çekici diyebiliriz.
İnsanları dip dibe binalar ve dört duvar arasında hapsetmenin ne derece doğru olduğunu tartışmaya bile lüzum yok.Kilometrelerce gidiyorsunuz ufak bir kaç koruluktan başka ne var?.Tüm şehirlerimiz sanıyorum böyle.
Oysaki her mahallenin kendi parkı ve bu park içerisinde yetişkinler dahil olmak üzere çocukların da sosyalleşebilecekleri nezih ortamlar oluşturulsa.Bu zorunlu hale getirilse..Kentsel dönüşümde yıkılan gecekondular yerine yüksek nitelikli lego gecekondular dikilmese daha fazla yeşil alan yeri ayrılsa sanki herşey daha şahane olacak.İstihdamın artırılması ve sosyal boyutuyla ele aldığımızda daha refah bir toplum meydana gelmiş olmaz mı?.
Umuyorum yetkili kimseler bu yazıya denk gelir..Birileri ulaştırır ya da..
Kentimizi güzelleştirmek, kendimizi güzelleştirmektir.
Doğal taşa olan ilginin azalması bizim gibi taş oymacılığına gönül vermiş insanları üzmektedir. Taş bir tarih demektir, bakınız Mimar Sinan ın eserleri… Biz bu mesleğe gönül vermiş iken taşın değerinin kaybolması üzücü bir durum, mimarlar olarak bu konuya bir el atmanız çevrecilik için ve gelecek nesillere bir şeyler bırakmak için faydalı bir iş olacaktır.