Bu çok güzel bir tartışma konusu aslında..Okullarda öğretilen şey uygulama kolaylığı öncelikli projeler değil malesef.Çünkü öğrencilerin hayal gücü sınırlarını genişletmek ve yapabileceklerinin doruklarında bir mimari tasarım deneyimi yaşatmak amacı da barındırmaktadır mimarlık eğitimi.
Proje odaklı düşünce sistemlerinde genellikle çok yanlış ta bir algı var ki o da tasarımın herşeyden öncelikli olduğu düşüncesidir.Yani bir mimar projeye başlamadan önce tüm insiyatifi ve yetkileriyle taşıyıcı sistemden estetiğine kadar hemen herşeyle ilgilenir.Bu süreç çok zahmetli ve bir o kadar da keyifli bir süreçtir.Bu sürecin keyifli oluşuna balta vuracak en önemli şeyin şüphesiz uygulama kolaylığı ve maliyeti tek çıkış noktası alarak projelendirme yapmak.
Elbetteki en iyi proje uygulanmış projedir.Özellikle de bir mimar için en keyif verici şey kendi eserinde dolaşmak ve hatta yaşamaktır.
Tüm bunları göz önüne aldığımızda uygulama kolaylığı da olan ancak tüm estetik yargıları en güzel biçimde yorumlayabilecek projeler fikir bazında en ideal projeler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tasarım öyle bir şeyki en fetişist duyguları ve tutkuları bünyesinde barındırır.Bir aşktır ve azimden ziyade bir hırs gerektirir.
Maliyet , işverenin tutumu ve projenin uygulama kolaylığı göz önüne alınarak tasarlanılan bir mekan aynı zamanda mimarın tüm mesleki kişiliğini yansıtacağı bir olguyla hareket ederek oluşturacağı bir iştir.
bencede her ikiside..
kesinlikle katılıyorum..çok doğru tespitler..