Meslek hayatının cilveleri işte ..Tasarımların müşterilerin tekliflerin yoğunlaştığı bir kaç haftadır adam akıllı paylaşımlarda bulunamıyorduk yine tahmin edeceğiniz üzere.Malumunuz evde de çoluk çocuk filan derken bloglamaya vakit ayıramaz olduk.Bu kadar özel hayat teferruatından sonra mimar olmak isteyenler ve mimarlık okuyan arkadaşlardan gelen sorulara mail ortamında halen cevap verdiğimizi de belirterek bu haftanın blog konusu olarak seçtiğimiz mimar – işveren ilişkileri üzerine yazımızı paylaşabiliriz.
İşverenlerin özellikle de etüd projeler için ”ne var ki , karalayıp verdi!” gibi emeğe saygısızlık eden sözleri mimarların ne umutlarla vakit harcadığı söz konusu tasarımlar için yazık edilir hale geldi.
Mimarın bir arsa için neler yapılabileceğini belediye ile görüştükten sonra tasarıma başlayarak şekillendirmesi bazı işverenler için oldukça önemsiz bir iş gibi algılanabilmektedir.Bu algının en büyük sebebi avam proje’nin henüz tanımını bilmeyen müteahhitlere proje çiziyor olmamızdır.
Ne var ki, projelerin hepsine cepte gözüyle bakan müteahhitler bu durumun halen farkında değil!.
Yani bir arsa için henüz netleşmeyen fikirlerin ve olasılıkların bir bilirkişi tarafından netleştirilmesi işi belkide gereksiz harcamaların önüne geçebilmek adına oldukça önemli.
Avam proje için / etüd için işverenden bir bedel istemek işverene küfretmek ile eşdeğer gibi duruyor!.Halbuki belediyeye gidip belirli bir emek harcanıyor belki 3d modeller yapılıyor.Tasarımların olgunlaşmadığı da bir gerçek ancak bu fikirler müteahhite arsayla ilgili neler yapılabileceğini anlatabilmesi bakımından oldukça önem arz ediyor.