Genç mimarlarımızın birçoğu artık hayattan bezmiş , kimi farklı işlerde farklı farklı sektörlerde çalışıyor.Kimisi bir ofiste tekniker gibi kullanılıyor , kimisi de freelance aldığı üç beş ufak tefek proje ile mutluluğu yakalamaya çalışıyor.Şimdi hemen bu noktada sizlerle bir istatistik paylaşabilirim.
Mimarimedya’da en çok tıklanan yazıların başında ne geliyor tahmin edin bakalım..
Kendi ofisini açmanın yolları , mimarlar ne kadar kazanır? , mimar olmanın zorlukları ve mimarlara tavsiyeler gibi konuların en fazla tıklanan yazılar olduğunu sizlerle paylaşalım..
Bu neyi ortaya koyuyor değerli blog severler? .Elbetteki dertli , tasalı ve sıkıntı yüklü genç mimarlarımız konuşacak yüz bulamayıp yani utanıp birileriyle bu sıkıntılarını paylaşmak yerine kendileriyle aynı telden çalan insanlara internet yoluyla ulaşmaya çalışıyorlar.Tek mantıklı açıklaması bu gibi geliyor bana..
Mimarlık öyle bir meslek ki , karşılığını belkide hiç alamayacağın uzun bir yolda sabırlı ve kararlı adımlarla hedefe doğru yürümeye benzemektedir.
Bu yolculuk boyunca sana eşlik eden misafirler ve ev sahipleri değişebilir.Bunda bir saçmalık yok.Ancak bu yolculuğunda mimara destek olanlar da olacağı gibi köstek olanlarında kuyu kazmayı sevenlerinde çıkacağını hatırlatmak gerekir.Kıskançlık , ego ve bencil yapılar malesef diyorum bir çok meslektaşımızda mevcut.Siz siz olun dostunuzu , arkadaşınızı ve çalıştığınız yeri iyi belirleyin.Aceleyle karar vermekten kaçının ve çalıştığınız işte mutlu olabilmenin yollarını arayın..