Bu tren ile seyahat etmek bir Versay Sarayı’nı ziyaret etmek ile neredeyse eşdeğer. Çünkü bu trende bulunan Fransa’nın en ikonik turistik mekanlarında bulunan eşsiz değerdeki sanat eserlerini Fransız demiryollarına ait olan Empresyonist Trenlerinde görebiliyorlar. Fransa Devlet Demiryolları SNCF’nin tasarlayarak hayata geçirmiş olduğu bu Empresyonist Trenler, Camille Pissarro’ya ait ‘Sabah Güneşi’, Claud Monet’e ait olan ‘Mavi Nilüferler’ ya da Orsay Müzesi’nde bulunan vitraylar kadar çarpıcı görüntülerden oluşuyor. Trenin iç mekanı bu özelliği ile sıradan yolculuklara farklı bir güzellik katıyor ve tüm bunların yanında adeta sanatı halkın ayağına getirmiş oluyor.
Fransa Devlet Demiryolları, ‘Art in Transit’ yani ulaşımda sanat girişimi kapsamında bir çok trenini bu şekilde bir Empresyonist Sanat ile vitray canlandırmaları uygulayarak tekrar dekore etti ve şimdiye kadar sıradan olan vagonları birer sanat müzesine dönüştürmüş oldu.
SNCF, sanat ve kültürü desteklemek adına ve bu yönde teşvik edici olmak için 3M ile işbirliği yaptı ve Versay Sarayı, Gaumont Sineması ile Orsay Müzesi’ne gitmekte olan J hattı üzerinde bulunan trenlerin duvarları, tavanları ve hatta küpeştelerini bu tür sanat eserlerinin muhteşem görselleri ile boydan boya kapladı. Fransız Devlet Demiryolları diğer bir anlamda, raylı toplu taşımaya empresyonizmi getirmiş oldu.
Bu trenlerde yolculuk yapanlar, aynı zamanda empresyonist olan ressamlardan Claude Monet ve Camille Pissarro’nun oldukça ünlü sanat eserlerinin birer kopyasını seyrederek gitmenin ayrıcalığına sahip oluyorlar.