Mimaride ışık faktörü ya da ışığın mimariyi ne derece etkilediği gibi bir başlıkta fena olmazdı evet..Mimarinin ve mimarlığın ışıktan ibaret olmadığı gerçeğini de destekleyen bir fotoğraflar çalışmasını sizlerle paylaşacağım bu yazıda.Ciddi anlamda felsefik ve ağır düşünce sorgularını da insanın iç dünyasında sorgulatan bir çalışma niteliğinde olması da ayrı bir çekicilik söz konusudur.
Çatıların ahenkle dans edişi, kentin sessiz silüeti ve diğer tüm mimari unsurlar terkedilmişlik manzarasına yerini bırakıveriyor eğer ışıklar olmasaydı.Bir yandan görüntü kirliliği ve diğer kensel suçların gizlendiği gerçeği de aşikar.
Yorucu , kıyamet ve çevre teorilerinden uzak sessiz ve mimarinin derin uykuya daldığı bir hissiyat silsilesi de kendini belirgin biçimde gösteriyor.
Bir dışa vurum olarak tarihsel öğelerin de eğer ışık olmasaydı mimaride hiç bir önemi ve öne çıkma olayı olmazdı diyesi geliyor insanın..
Çünkü gölge mimaride aslında ışıktan daha önemli bir yere sahip belkide..Farklılık meydana getiren şeyin gölge olması, ışığın olması gerekliliğini de içten içten sorgulatıyor insana.
Nasıl birşey bu