‘Deneysel mimarlık’ diye de birşey var..

Projelerin uygulanması en büyük hayalidir her mimarın.Hele de hayal ettiklerine yakın bir proje ortaya çıkarmışsa.Hayal ettiklerine yakın diyorum , çünkü asla hiç bir proje hayal ettiğiniz gibi olamaz..İllaki bir yerlerinde ufak ta olsa noksanlıklar vardır.Deneysel mimarlık Peter Cook ‘un 1970’te yazdığı Experimental Architecture adlı kitapla  başladığı bilinir. Dolayısıyla Archigram çalışmaları deneysel olarak kabul edilir.

Lebbeus Woods ise bu konuda bilinen ünlü 2 isimden biridir.Woods 1988 yılında mimari eğitim ve uygulama alanında deneysel yöntemlerin kullanımını ve potansiyellerini araştırmak amacıyla Deneysel Mimarlık Araştırma Enstitüsü’nü (RIEA) kurmuştur.

Deneysel mimarlık kavramı çok eskilere dayanıyor olsa da farklılık arayışları için oldukça etkili bir yol olarak karşımıza çıkıyor..Mimarlıkta eleştiri kavramının da en büyük destekçisi kabul edilen deneysel mimarlık pop art sanatı ile de benzerlikler göstermektedir.Yakın tarihimizin önemli kişi ve olayları ile dalga geçen yaklaşımları da bünyesinde barındıran bu mimarlık disiplini tarih sayfalarındaki adını unutturmayacağı gibi mimarlık yaşadıkça varolacak unsurlardan biri olmaya en büyük adaydır.Çünkü mimarlık öyle bir disiplindir ki her zaman aykırılık ve alternatif söylemler üzerinde durulan belki de tek meslektir.