Bu konu ile alakalı çıkan haberleri toplasak sanırım bambaşka bir blog veya web sitesi çıkabileceğine inanıyorum doğrusu.Çünkü haddi hesabı yok.Kuralsızlık ve kural tanımamak trafikte binlerce cana malolabilir ve malolmaktadır da.İnsanlar biraz yaya haklarına tecavüz etmeden araba kullanmayı öğrendikleri zaman gelişmişlik düzeyimizde inanılma yükselişin olabileceğine inananlardanım.
Şehir plancılarının tasarlayıp yerinde belediyeler tarafından esnetilerek yapılan kaldırımlar aslında can güvenliğini koruyabilen unsurlardandır yayalar için.Bu kural çok basit ve net aslında ”yayalar kaldırımdan yürür , araçlar yoldan..” .Tam tersini düşünmek bile saçma zaten ama geçenlerde yaşadığım bir olay gerçekten insanı çileden çıkaracak cinsten tezatlıkları barındırıyor.
Tarihi mekanları ve bu mekanlara geziler düzenlemeyi çok severim Gaziantep’li bir mimar olarak.Atatürk’ün nüfusunun kayıtlı olduğu yer olan Bey Mahallesi ( Gaziantep) , benim bu kentte en çok sevdiğim yerler arasındadır.O eski dokuyu olduğu gibi olmasa da kısmen restore ederek halkın ve turistlerin ziyaretlerine açık bir hale getiren yetkililerin ellerinden öperim.Kaldırıma park eden araçların göze çarptığı , yürümekte güçlük çekilen bozuk kaldırımların bulunduğu da bir bölge aynı zamanda bu bahsettiğim yer.Bölge halkından birisinin çok ilginç protestosunu yansıtan bir yazı ilgimi çekti ve bende mimarimedya okuyucuları ile paylaşmak istedim.Bu tepki tüm araç sürücülerine değil aslında oraya ısrarla parketmeye çalışan bir vatandaşa olmalıydı ki artık söylemekten bıkan bölge sakini kendince bir çözüm geliştirerek bir kaldırım taşını da harç yardımıyla o bölgeye yapıştırarak tepkisini yazılı olarak dile getirmiş.Herkesin önünde fotoğraf çektirdiği , güzel anıların canlandığı o mis sokaklarda bu gibi rijitlik bozucu hareketler hemen göze batabilmektedir.
Velhasılı diyeceğim o dur ki bazen dar sokaklar trafik sıkışıklığını kent planlamacı kardeşlerime maleden zihniyetlere biraz da ”hırsızın hiç mi suçu yok” diye sordurmak istiyorum!
Bir de engelli rampasına park edenlerin durumu var ki bunlar zaten başlı başına etraflıca tartışılması gereken şeylerden..
