Hani çok klasik bir laf vardır ya..Japonların yaptıkları işleri yeğleyen ve iç okşayıcı sohbet konuşmaları bile olmuştur.Ancak yeni öğrendiğim bir şey çok şaşırttı beni..O da Japonya’da mimarlık eğitimi alınmadan , herhangi bir mimarlık ofisinde 10 yıl boyunca çalıştıktan sonra mimarlık ofisi açabilme yetkisinin verilebiliyor olmasıydı..Bu şekilde ofis açarak Dünya Çapında üne kavuşmuş çok ta başarılı bir mimar var : ”Tadao Ando” ..
1941 yılının başlarında Osaka’da dünyaya gelen Ando , çocukluğunu ve gençliğini marangoz atelyelerinde çıraklık yaparak geçirdi.Durum böyle olunca tasarlama yeteneği , uygulanabilir çizim teknikleri ve ince işler konusunda fazlasıyla tecrube kazanmış olmalı ki , profesyonel kariyerindeki işlere bakıldığı zaman gerçek manada başarılı işler oldukları hemen dikkati çeker..
Tadao Ando’nun ilginç öyküsü esasında burada başlıyor.Akademik , klasik bir metodoloji ile mimarlık eğitimi almak yerine ülkesinde ne kadar tarihi mekan varsa , ne kadar mimariye değer katan yapı varsa hepsini gezerek fotoğraflayıp kendince notlar almıştır.Böylelikle bütün Japonya’yı gezmiş , yeni insanlarla tanışmış , tecrubelerine tecrube katmıştı.Mimari anlamda çok geniş bir bakış açısının da kazanıldığını sanırım artık tahmin edersiniz..
Tadao Ando’nun bir konuşmasını da sizinle paylaşarak yazımıza artık son verebiliriz.
”Bence mimarlığın günümüzdeki en büyük problemi, mimarların mesleğe sadece bir sanat olarak bakmaları… Binaların sadece sanatsal yönüyle ilgileniyorlar. Mimarlığın aynı zamanda sosyal bir meslek olduğunu unuttular. Mimarların sosyal sorumluluklarını hatırlamaları gerekiyor… Çok yakın bir gelecekte insanların büyük bir kısmı şehirlerde yaşamaya başlayacak. Mimarların görevi de şehre gelen bu insanlara yaşayabilecekleri binalar, alanlar yapmak. Mimarlıkta yıldızlara ihtiyacımız yok. Sosyal sorumluluğunun farkında olan ve insanların yaşamalarına izin veren yapılar tasarlayan genç mimarlara ihtiyacımız var.”
